Dentium Yazır'a Hoşgeldiniz...

 

Sık Sorulan Sorular

Genellikle diş hekimlerimize sorulan soruları ve cevaplarını sizlerle paylaşıyoruz. Ancak şikayetleriniz ile ilgili en doğru bilgiyi hekimlerimiz tarafından muayene sonrası öğrenebilirsiniz. Gerekli muayenelerden sonra şikayetiniz ile ilgili size özel tedavi planı ile ilerlemek en doğrusudur.

Dişlerimi fırçalarken diş etlerim kanıyor. Kanamaması için ne yapmalıyım?

Diş etlerinin kanaması normal bir durum değildir. Düzenli ya da doğru diş fırçalamama sonucu özellikle diş ve diş eti birleşim bölgesinde yemek artıkları birikmektedir. Bu bölgelere fırçanın değmemesi zamanla bu artıkların sertleşerek diş taşına dönüşmesine neden olmaktadır. Diş taşları, diş eti sağlının bozulmasına, diş eti hastalığına ve bu bölgelerde kanamaya neden olmaktadır. Diş etleri kanadığı için bu bölgelerin fırçalanmaması olayın daha da ilerlemesine neden olmaktadır. Bu durumda yapılması gereken diş hekimine muayene olup diş taşları temizlendikten sonra doğru fırçalamanın düzenli olarak yapılmasıdır.

Diş taşı temizliğinin dişlere bir zararı var mı?

Diş taşlarının temizlenmemesi diş eti sağlığını bozmaktadır. Bu nedenle oluşmuş olan diş taşlarının mutlaka temizlenmesi ve diş etlerinin tekrar sağlıklı hale getirilmesi sağlanmalıdır. Doğru yapıldığında diş taşı temizliğinin herhangi bir zararı yoktur. Ultrasonik temizleyicilerle titreşim yaparak diş taşları uzaklaştırılmaktadır. Sonrasında mekanik fırça ile parlatma yapılarak yüzey lekeleri temizlenmektedir. Altı ayda bir mutlaka düzenli kontrol edilmeli oluşmuş diş taşları varsa uzaklaştırılmalı ve lekeler temizlenmelidir.

Diş beyazlatmak dişlere zarar verir mi ?

Dişler yıllar içerisinde yiyecekler, içecekler (kahve, şarap ve çay) ve sigara tüketimi nedeniyle beyazlıklarını kaybedebilirler. Diş taşı temizliği ve parlatma işlemi ile yüzey lekeleri giderilebilse de diş renginde bir açılma sağlanamamaktadır. Diş renginin açılması beyazlatma işlemi ile yapılabilmektedir. İki tip tedavi yöntemi vardır. Bunlardan ilki diş hekiminizin muayenehanesinde daha hızlı sonuç alınan yöntemdir (Office bleaching), diğeri ise evinizde kendinizin uygulayacağı yöntemdir (Home bleaching). Beyazlatma işlemi doğru hasta (ağız hijyeni iyi olan sağlıklı diş ve diş etlerine sahip) endikasyonu ile oldukça başarılı sonuçlar vermektedir. Kliniklerde hekim tarafından uygulanan beyazlatma işlemi daha kontrollü ve diş etleri açısından daha güvenli olduğu için daha çok tercih edilmektedir.

Ağız kokusu neden oluşur?

Ağız kokusu fizyolojik ya da patolojik(hastalık durumunda ortaya çıkan) olabilir. Fizyolojik ağız kokusu sabah uyanınca ortaya çıkan ağız kokusudur. Tükürük salgısının azlığı, susuz kalma, açlık ve bazı vitamin ve mineral eksikliği (vit A B12, çinko ve fe eksikliği) neden olabilir. Bunların dışında ağız kokusunun çok sayıda nedeni olabilir. Bunlar; ağız içi nedenler( dilin üzerinde biriken gıda artıkları, tükürük, bakteri, diş eti iltihabı, ağız içi enfeksiyonlar, diş eti hastalıkları, diş çürükleri), solunum yolu hastalıkları (sinüzit, geniz akıntısı, burun iltihabı, akciğer enfeksiyonları), mide-barsak sistemine bağlı hastalıklar (reflü, parazit), sistemik hastalıklara bağlı koku (diyabet, kan hastalıkları, böbrek yetmezliği), ilaç kullanımına bağlı ya da yiyecek içecek tüketimine bağlı olabilir. Doğru nedenin tespit edilebilmesi için öncelikle diş hekimi muayenesi gereklidir. Ağız içi nedenler ortadan kaldırıldıktan sonra devam eden ağız kokusu varlığında altta yatan sistemik ve olası hastalıklar açısından doktor kontrolü önerilir.

Şarjlı diş fırçası kullanmak faydalı mı?

2005 yılında yapılan bir çalışmada, şarjlı diş fırçalarının hem kısa hem uzun vadede, bakteri plağı temizlemede ve diş eti problemlerini azaltmada manuel diş fırçalarına göre daha etkili olduğu gösterilmiştir. Bu çalışmalar ışığında, şarjlı diş fırçalarının rutinde kullanımı yaygınlaşmıştır. Dolayısıyla, diş eti çekilmesi olan, yetersiz el manipülasyonu olan ve diş minesinde harabiyeti olan bireylere şarjlı diş fırçası önerilebilir. Diş fırçalarken çok bastırıldığı takdirde basınç sensörü sayesinde diş fırçası çalışmayacaktır. Dolayısıyla var olan bir mine harabiyeti ya da diş eti çekilmesinin daha fazla ilerlemesi önlenmiş olur.

Diş Eti kanaması
Diş implantı sağlıklı bir sonuç verir mi ?
Günümüzde, diş kayıplarının olduğu vakaların çoğunda diş implantı tedavisi diğer tedavi alternatiflerine göre en çok tercih ettiğimiz tedavi alternatifi olmuşlardır. Diş implantları, bugün ve yakın gelecekte diş tedavi yöntemi olarak üzerine en çok konuşacağımız ve çalışacağımız tedavi şekli olarak karşımızda durmaktadır. Doğru tanı ve teşhis, yeterli bilgi ve tecrübe, uygun koşullar, gerekli tüm ekip ve ekipman, hepsi bir araya geldiğinde diş implantı tedavisi çok iyi ve başarılı sonuçlar vermektedir. Doğru tanı ve teşhis kapsamında, implant adayı bireyin çene kemiği ve anatomik komşuluklarının uygunluğunun yanı sıra, bireyin sistemik durumu, günlük alışkanlıkları ve ağız hijyeni gibi koşulların da uygun olması beklenmektedir.
Porselen dişler uzun ömürlü olur mu?

Eksik ya da kötü görünümleri olan dişlerinizi, daha güzel sağlıklı bir hale getirebilmek için porselen kuron ya da köprülerden faydalanıyoruz. Buna kendi doğal dişlerimiz de dahil olmak üzere, bir ömür boyun, hiç sorun çıkarmadan günde 24 saat kullanmayı beklemek biraz hayalperestlik olur. Şöyle ki ağız içi dokular sadece yemek yerken fonksiyon görmüyor. Ağız içinde sürekli olarak aktiviteye sebep olan tükürük, bütün gün 7/24 ağız içi dokuları yoruyor. Saf su bile durduğu kabın içinde değişikliklere sebep oluyorken, içeriğinde birçok enzim bulunduran tükürük de dişler veya varsa porselen kuron/köprüler üzerinde yorgunluğa sebep olabilir. Bu yorgunluk, uzun zaman sonunda, dişlerde veya porselen kuron/köprülerin üzerinde çatlaklara veya kırılmalara sebep olabilir. Porselen üzerinde oluşan çatlaklarda lekeler ve birikimler olurken, kırık bölgelerde çürük ilerlemesi ve diş eti problemleri de artacaktır. Ağız içinde temizlenemeyen bölge, kötü koku ve kötü görüntüyü de beraberinde getirecektir.

Porselen kuron/köprünün ömrünü kısaltan bir faktör de vücudumuzun biyolojik saatidir. Ömrümüzden geçen her bir sene, saçımızda, yanaklarımızda ya da dudaklarımızda bile kendini belli ediyor ise, ağız içi dokularda da zamana bağlı değişiklikler olması mümkündür. Porselen ile ilgili herhangi bir problem olmasa bile, porselene destek olan alttaki dişte ya da diş etinde değişiklikler olması çok doğaldır. Zaman içinde diş eti çekilmeleri olabilir, alttaki dişte çürükler olabilir. Diş eti çekilmesi olduğu zaman, porselenin kenarı ile diş eti arasında yemek birikebilir. Bu bölge temizlemesi zor bir bölge ise çürük olma ihtimali kaçınılmazdır. Sonuçta kötü koku ve hassasiyet ile birlikte porselenin değiştirilme zamanı gelmiş demektir. Yanlış fırçalama ya da yetersiz ağız hijyeni sonucu da çok yeni yapılmış bir porselen kuron/köprüde, diş eti uyumsuzlukları görülebilir. Ağızda kötü koku var ise, mutlaka iyi temizlenemeyen bir bölge sonucu bakteri oluşumu vardır. Kötü kokuya sebep olan faktör tespit edilmeli ve tedavi edilmelidir.

Porselen kuron ya da köprü yapıldığında, eskisine göre daha fazla temizlemeye ihtiyaç vardır. Ne de olsa ağız içi dokulara yabancı bir maddedir ve hiçbir madde doğalın yerini tutamaz. Dolayısıyla bu bölgelerin hijyenine ekstra dikkat etmek gerekir. Ara yüz fırçaları ve köprü altı için özel üretilmiş diş iplerinden faydalanmak, porselen kuron ve köprülerin ömrünü uzatacaktır. Rutin olarak 6 ayda bir diş hekimi kontrolüne gitmek, problemlerin erken safhada çözülmesi açısından da faydalı olacaktır.

Diş eti çekilmelerinin tedavisi var mı?
Diş eti çekilmelerinin sebebine bağlı olarak tedavisi mümkün olabilir. Yanlış konumlandırılmış kuron köprüler, taşkın yapılmış ve diş etine baskı yapan dolgular yenilendiği takdirde, diş eti sağlıklı konumuna geri dönecektir. Aşırı iltihabi durumlarda, eğer altta kalan kemik dokuda kayıplar varsa, diş etini geri getirmek bu kadar basit olmayabilir. Bu gibi durumlarda ileri periodontal cerrahi tekniklerden faydalanmak gerekebilir. Çapraşık dişler sebebiyle oluşan bir diş eti çekilmesi, ortodontik tedavi sonrası dişlerin olması gereken yerlere dizilmeleriyle birlikte tedavi edilmiş olacaktır. Diş eti çekilmelerinin tedavisi ile ilgili en doğrusu diş doktorunuza muayene olarak, altta yatan sebebin tespitinden sonra doğru tedavinin uygulanmasıdır.
Dişleri sıkma problemi nasıl tedavi edilir? Botoks uygulaması sağlıklı mı ?

Diş sıkma ve gıcırdatma vakalarının derecesine göre, çeşitli tedavi yöntemleri uygulayabiliyoruz. Klasik yıllardan beri kullandığımız plaklar hala vazgeçemediğimiz tedaviler arasında olmakla birlikte, botoks uygulamasını da artık oldukça rutin bir şekilde kullanmaya başladık. Çok ileri vakalarda, çene eklem diskinin yer değiştirdiği ya da deforme olduğu vakalarda, plak kullanılması olmazsa olmaz tedavi seçeneğidir. Fakat bunun yanı sıra, diş sıkma ve gıcırdatma sırasında kas gruplarının aşırı aktivitesi sonucu gelişen spazmı çözmek ve bilinçsiz diş sıkmayı engellemek için botoks mutlaka uyguluyoruz.

Kısacası vaka botoks uygulamaya müsait ise, mutlaka bunu tedavi planımıza ekliyoruz. Çünkü sadece gece plağı kullanmak büyük oranda hastanın kontrolünde bir tedavi seçeneğidir ve hastanın gün içinde reçete edildiği şekilde kullanıp kullanmadığını bilmemiz mümkün değildir. Botoks uygulaması ile hasta günlük yaşantısında normal fonksiyonlarını, yani yeme içme konuşma yutkunma gibi fonksiyonlarını rahatlıkla yapabilirken, paranormal fonksiyon dediğimiz diş sıkma ve gıcırdatma hareketlerini yapamayacaktır. Böylece, gerekiyorsa plak kullanımını da tedavi planına ekleyerek, çene eklem diskinin ve kemiklerinin zaman içinde, normal fonksiyonlarına geri dönmesine izin vermiş oluyoruz.

Botoks uygulaması genelde bilindiği üzere, 6 ay içinde etkisini kaybedecektir. Bizim burada beklentimiz bu süre içinde, kas aktivitelerini normal düzeye indirerek spazmı çözmek, paranormal fonksiyonları ortadan kaldırmak ve çene ekleminin normal sağlığına kavuşmasını sağlamaktır. Bu beklentiler gerçekleştiği takdirde, hastanın ağrıları da zamanla tamamen yok olacaktır.

Diş sıkma ve gıcırdatma tedavilerinde botoks uygulamasının önemi büyüktür. Fakat her vakada olduğu gibi, bu tarz vakalarda da erken teşhisin önemi oldukça büyüktür. Diş sıkma ve gıcırdatma sonucu gelişmiş bir kas spazmı ve ağrı vakasını, bir kerelik botoks uygulaması ile tedavi edebildiğimiz gibi, çene ekleminde geri dönüşü olmayan hasarlar meydana gelmiş ise daha ileri tedavi seçeneklerini düşünmek gerekir.

bt_bb_section_top_section_coverage_image
bt_bb_section_bottom_section_coverage_image
Kanal tedavisi yapılan dişim ağrıyor. Ne yapmalıyım?

Kanal tedavisi yapılan dişiniz ağrıyorsa önce hekiminize görünmelisiniz. Çünkü bazen kanal tedavisi yapılan dişin yanındaki yada karşıt çenedeki dişlerden aynı tarafta olanlardan biri ağrıyor olabilir. Diş hekiminiz muayenede ağrı kaynağını kanal tedavili dişiniz olarak belirler ise kanal tedavisi tekrarından diş çekimine kadar olan tedavi yöntemlerinden size uygun olanı seçip uygulayacaktır. Diş hekiminize gidene kadar olan süre içerisinde ağrıyan dişinizin olduğu tarafla sert gıdalar yememeli, dişe yada diş etine hiçbir madde koymamalısınız.

Çocuğumun dişlerinin düz çıkmaması ileride çapraşık dişlere sahip olacağı anlamına mı gelir?

Süt dişleri genelde birbirlerinden ayrık bir şekilde dizilirler. Bu ayrık dizilim, çocuğunuzun ileri de diş diziminde problem olacağına işaret değildir. Süt dişlerinin ayrık dizilimi, yerlerine gelecek olan daha büyük daimi dişlere yer sağlamak içindir. Daimi diş, süt dişinin rehberliğinde ağız içindeki yerini bulacaktır. Rehberi olmayan bir daimi diş, olması gereken yerden daha önde, arkada ya da yanda çıkabilir. Bu da ileride çapraşıklık görülme ihtimalini arttırır.

Özellikle alt ön bölgede, daimi kesici dişler, süt dişlerinin hemen arkasından, dil tarafından gelir. Bu görüntü ilk bakışta daimi dişlerde çapraşıklık mı olacak acaba diye düşündürebilir. Bu çok doğal bir süreçtir, şöyle ki alt kesici dişlerin sürme yönü öne doğrudur ve çene gelişimi devam ettikçe bu dişler de olması gereken yere gelecektir. Süt ve daimi dişlerin karışık olarak ağızda olduğu bu dönemde, acaba çocuğumun dişleri çapraşık mı olacak diye endişelenmek çok da doğru değildir. Tabi ki bu tarz endişelerinizi, bir diş hekimiyle paylaşmak daha doğru olacaktır. Sonuçta, çocuğunuzun dişleri ve çene kemikleri annesine ya da babasına benzeyecektir. Kendinizde gördüğünüz bazı problemlerin çocuğunuzda da ortaya çıkması yüksek ihtimaldir. Doğrusu düzenli olarak bir diş hekimine gitmek ve olası problemleri erken yaşta tespit ederek yönlendirmek olacaktır.

Hamilelik döneminde neden sürekli diş problemi yaşıyorum?

Ağız ve diş sağlığının yaşam boyu sürdürülebilmesi için, ideal bir ağız hijyeni yeterli olurken, kadınlarda belirli dönemlerde maalesef bu yeterli olmamaktadır. Puberte, hamilelik, menstruasyon, emzirme ve menapoz gibi hormon dengelerinin değiştiği bu dönemlerde kadınların ağız hijyenine ekstra özen göstermeleri gerekmektedir.

1-Hamilelikte değişen hormonal yapı, diş etlerini etkiler ve enfeksiyona yatkın olmasına sebep olur. Diş ve dişetlerinde hiçbir problemi olmayan bir anne adayında bile problemler başlayabilir. Hamileliğin erken döneminde dişetlerinde şişlikler, kızarıklıklar görülebilir. İltihaplı dişeti hassas ve kanamalıdır. Mevcut diş eti sorunu varsa bu durum, hamilelikte daha belirgin hale gelir. Çünkü günlük düzenli ağız hijyenini sağlamayan ve diş eti iltihabı ve çürüklere sebep olan bir durum varsa, hamilelikte bu tablo daha ciddi boyutlara ulaşabilir.

2- Hamilelik döneminde vücuttaki hormonal dengenin bozulması dişlerin çabuk çürümesine uygun bir ortam yaratır. Dişetlerinde iltihap belirtilerinin ortaya çıkmasıyla birlikte kanayan ve hacmi artan dişeti, dişlerin fırçalama sırasında tam olarak temizlenmesini engeller. Fırçalama sırasında görülen kanama, yanlış fırçalama sebebiyle olduğu algısı yaratır ve anne adayı diş fırçalamaktan kaçınır. İşte tüm bunlar dişetinde görülen belirtilerin kısır bir döngü içinde artmasına sebep olur. Hormonal dengenin bozulmasıyla birlikte dişetlerinde hacim artışı, kırmızılık ve kanamalar görülür. Ağız hijyen eksikliği ile birlikte plak ve bakteri birikimi artar. Çürük başlangıçları ve var olan çürüklerin ilerlemesiyle birlikte diş tedavi gereksinimi ortaya çıkar.

Çarpık dişlere sahibim ve memnun değilim. Hangi tedavi ile güzel bir gülüşe sahip olabilirim?

Çarpık dişler kısa vadede estetik problem yaratırken, temizlenmeleri zor olduğu için uzun vadede çürük ya da diş eti çekilmeleri gibi problemler yaratmaları da mümkündür. Dolayısıyla mutlaka tedavi edilmeleri gerekir. Çarpık dişlerin tedavisinde, en az travmatik ve en koruyucu yöntem, ortodontik tedavidir. Ortodontik tedavi ile dişleriniz düzgün bir hatta sıralanacak, böylece hem temizlemesi kolay olacak hem de estetik açıdan oldukça tatmin edici olacaktır. Ortodontik tedavi dışında, restoratif ve protetik yöntemlerle estetik görünüm düzeltilebilirken, temizlenebilirlik de nispeten daha iyi olur. Ortodontik tedavi süresi, hastanın çene kemiği ve dişlerinin pozisyonuna göre 6 ay ile 3 sene arasında değişebilir. Bu uzun sürenin sonunda kendi dişlerinizi ömür boyu özgürce kullanabilirsiniz. Fakat öyle durumlar vardır ki ortodontik tedavi olsa bile restoratif ve protetik yöntemlerle tedavinin desteklenmesi gerekir. Bu durumda tedavi sonunda hayal edilen son durum, süre ve maliyet açısından doktorunuzla değerlendirme yaparak, hangi tedavinin daha avantajlı olacağına karar vermek daha doğru olacaktır.

Geceleri başlayan ağrıları geçirmenin yolu nedir?

Geceleri başlayan diş ağrısına çözüm olarak, en doğrusu bir sağlık kuruluşunun acil bölümüne gitmek olacaktır. Halk arasında bilinen, diş üzerine aspirin, sarımsak, kolonya gibi maddelerin konulması, diş ağrınıza tam bir çare olmayacağı gibi, çevre yumuşak dokulara da zarar verecek ve ikincil ağrılara sebep olacaktır. Kısa zamanda doktora gidemiyorsanız ve yüzünüzde şişlik oluştuysa, şişen bölgeye soğuk kompres yapabilirsiniz. Soğuk ağrıyı da bir miktar azaltacaktır. Ağrı kesicilerden faydalanabilirsiniz. Fakat ağrı kesicilerin etkisi kısa süre sonra geçecek ve ağrı tekrar başlayacaktır. Gözle görülen bir çürük var ise, çürük üzerinde yemek birikintisi olmadığından emin olmak için dişlerinizi fırçalamanızı ve o bölgeyi temizlemenizi tavsiye ederim. Çürük diş içerisine yemek artığı kaçtığı zaman ağrınız oldukça artacaktır. Bunun dışında, evinizde bulunması az ihtimal de olsa, karanfil yağı diş ağrınıza iyi gelecektir. Küçük bir pamuğa karanfil yağı dökerek, çürük dişinizin üzerine koyarsanız, diş ağrınız hafifleyecektir. Karanfil yağını uygularken çevre yumuşak dokulara zarar verebileceğinden, sadece diş üzerine uyguladığınızdan emin olmanız gerekir. Dişinizde bir ağrı hissettiğiniz zaman, en doğrusu diş hekiminizi ziyaret etmektir. Uygun bir anestezi ile ağrı tamamen bloke edildikten sonra, gerekli tedaviler yapılabilir. Sonrasında da ağrınızın tekrarlaması beklenmez.

Pedodonti
Dentium Yazır Polikliniği

Randevu Alın

  • Randevunuzu Oluşturun
  • Randevu Sistemi Nasıl Çalışıyor ?

Randevunuzu hekim belirterek oluşturduğunuz zaman, seçtiğiniz hekiminizin müsaitlik durumuna göre randevu saati belirlenip size e-posta veya telefon numaranız ile dönüş sağlanacaktır. Doktor tercihiniz yok ise seçimi boş bırakıp, uygun uzman hekimlerimizin en erken boş randevu saatinde randevunuz oluşturulup size dönüş sağlancaktır.

Dentium Ağız Ve Diş Sağlığı Polikliniği

Çalışma Saatlerimiz

Yasal Uyarı

Site içeriğinde bulunan bilgiler bilgilendirmek içindir, bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amacıyla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.

bt_bb_section_top_section_coverage_image

Dentium Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği © 2022 Tüm hakları saklıdır.